10 Büyükelçi Krizinden Alınması Gereken Dersler
ANKARA-UHA HABER / SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Bu 10 büyükelçi bildiri yayımlamayı bir kenara bırakıp, Türkiye’nin çıkarlarını ve hassasiyetlerini tanıyan yeni bir ilişki için çabalarlarsa kendi ülkelerine daha iyi hizmet ederler” dedi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, (UHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘na yaptığı açıklamada, bazı Batı başkentleri ile ciddi bir krizin eşiğinden dönüldüğünü belirterek, 10 büyükelçinin Türkiye’nin içişlerine ve egemenlik haklarına karışan 18 Ekim tarihli açıklamasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rest çektiğini hatırlattı.
Erdoğan’ın “Ya Türkiye’yi anlayacaklar ya da terk edecekler” (istenmeyen adam ilan edilecekler) tavrını koyduğunu ifade eden Prof. Dr. DURAN, 10 ülkenin büyükelçiliklerinin 25 Ekim Pazartesi günü, “Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder” açıklamalarıyla geri adım attıklarını açıkladı.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, bu geri adımın, Cumhurbaşkanlığı kaynakları tarafından olumlu karşılandığını, Kavala davası üzerinden AİHM’in kararlarının uygulanması konusunda Türk yargısına müdahale eden ortak açıklamanın, Türk kamuoyunda yaygın bir tepki oluşturduğuna dikkat çekti.
“Aynı başkentlerin AİHM’in Batı Trakya Türklerinin örgütlenmesi konusundaki kararı hakkında aynı tavrı Yunanistan’a göstermediği tespiti öne çıkmıştı” diyen Prof. Dr. DURAN, şöyle devam etti:
“ABD Büyükelçiliği’nin tekrardan inisiyatif alarak 41. maddeye “riayet etmeyi” vurgulaması, hem Türkiye-Batı ilişkileri hem de bu ayın sonunda Roma’da Erdoğan-Biden görüşmesi açısından olumlu bir geri adım oldu. Ancak 2023 seçimlerine giderken Türkiye’nin ABD ve Avrupa ile ilişkileri açısından bu krizden çıkarılması gereken kritik dersler var. Elbette taraflara zarar verecek benzer gerilimlerin yeniden yaşanmaması için…”
KAMPANYALAR TUTMAZ
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Türkiye’nin çıkarları konusunda otonom kararlar almasından rahatsız olan bazı Batı başkentlerinin, Türkiye’nin yeni gerçekliğini anlamak zorunda olduklarını söyledi.
“Bildirilerle Türkiye’yi “tedip etme” girişimleri çalışmaz” diyen Prof. Dr. DURAN, “Türk milleti, egemenliğini ve çıkarlarını korumada kararlıdır. Müttefiklik ya da uluslararası örgütlerdeki birliktelik, birtakım ülkelere Ankara’ya dayatmada bulunma hakkı vermiyor. Hele hele aynı ülkelerin, terör örgütleri PKK/YPG ve FETÖ’ye verdiği destek ortadayken Türkiye’nin bu tür küstah tavırlara sessiz kalması beklenmemeli” dedi.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, büyük güçlerin rekabetinin yoğunlaştığı dünyada önemli aktörlerinden birisi olarak öne çıkan Türkiye’nin iç siyasetinin, kendi demokratik dinamikleri ile belirlendiğin, diğer demokrasiler gibi dış müdahalelere kapalı olduğuna dikkat çekti.
“Dahası, önümüzdeki seçim sürecinde Ankara, bazı Batı başkentlerinin Türkiye’nin egemenliğine dair olası operasyonel faaliyetlerine karşı çok hassas olacak ve gerekirse sert tepki verecek” diyen Prof. Dr. DURAN, “Zira 10 büyükelçinin organize açıklaması, gri liste ve Halkbank davasının görülme kararı birlikte ele alındığında Batı cenahından Türkiye’ye yönelik bir kampanya yürütüldüğü havası oluştu. Bu havanın bürokratlara tehdit savuran muhalefetin “Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız” siyasetini de zora sokacağı açık” olduğunu belirtti.
Sert bir rekabetin daha şimdiden gerçekleştiği Türk parti siyasetine Batı başkentlerinin müdahil olmasının, tüm Türkiye’yi rahatsız eden bir olgu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “CHP’lilerin “dostça” bulduğu demode “demokrasi promosyonu” edalı bildiri Türk halkında öfke uyandırmıştır” dedi.
NAFİLE ÇABA
“Ne yazık ki Batı başkentlerinde Türkiye karşıtı bitmek bilmeyen bir kampanya var” diyen Prof. Dr. DURAN, şunları aktardı:
“Kimi çevreler, “Erdoğan yönetimindeki Türkiye ile çalışmayalım, bekleyelim” propagandası yapıyorlar. Bunlar, ne Merkel’in göçmenler ve ticaret konusunda Erdoğan ile birliğinden memnundular, ne de Biden yönetiminin Afganistan krizinde birlikte çalışmasından hoşnuttular. Erdoğan iktidardan gidene kadar Ankara’nın sürekli baskı altında tutulmasını istiyorlar”.
Bu yaklaşımın, Türkiye-Batı ilişkililerine onulmaz zararlar vermekle kalmıyor, Erdoğan’ın yaklaşık yirmi yıllık yönetiminde Türkiye’nin ne kadar dönüştüğünü gözden kaçırdığını söyleyen Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Ülkemizin etrafındaki bölgenin krizleri otonom olmayı, etkin ve aktif bir dış politika yürütmeyi mecbur kılıyor. Bakmayın muhalefetin “Bugün ne işimiz var orada?” sorularına. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında ülkemizin milli çıkarlarından hangi siyasetçi geri adım atabilir?” dedi.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. DURAN, Erdoğan’ın siyasetinin, Türkiye’nin milli çıkarlarını tahkim etmede yeni yüksek standartlar oluşturduğunu ve bunu aşağı düşürmenin siyasetçinin intiharı olabileceğini açıkladı.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, sözün özü olarak konuşmasını şöyle noktaladı:
“10 büyükelçi bildiri yayımlamayı bir kenara bırakıp, Türkiye’nin çıkarlarını ve hassasiyetlerini tanıyan yeni bir ilişki için çabalarlarsa kendi ülkelerine daha iyi hizmet ederler”.
HABER : Ataner YÜCE
[UHA Haber Ajansı, 30 Ekim 2021]